4 Temmuz 2010 Pazar

ZAMAN AKIP GİDERKEN...

zaman nasıl akıp gidiyor. herhalde hayatta en hızlı tükettiğimiz şey zaman... düşünüyorum sanki çocukluğum daha dün yaşanmış gibi ama öyle değil işte şimdi kızım bile yetişkin bir bayan . bu arada noktadan sonra büyük harfle başlanacağını biliyorum ama sevmiyorum o zaman noktayı niye koyuyorsun diyeceksiniz. noktadan sonra büyük harf pek de bir şey katmıyor cümleye. ama çoğu zaman nokta virgül soru işareti ünlem cümlenin anlamını değiştiriyor. tabiki bu benim düşüncem ama edebiyat öğretmenim bunu duysa kemikleri sızlardı, amacım dilbilgisi imla kurallarını değiştirmek değil içimden geldiği gibi yazmak... neyse zaman diyordum... çalışan bir anne olduğum için zaman benim için çok önemli gün içerisinde herşeyim saatle sabah 7.30 otobüse yetiş, 10.00 çocuğu okula götür 12 civarı yemek işini halet 14.00 çocuğu yaz okulundan al 15 dakkam var çocuğu kuzenime bırak işe geri gel 17.00 son işleri topla 17.30 otobüse fırlaki 18.00 da bakırköyden kalkana yetiş bazen bir iki dakikaylada kaçırım 19.00 gizemi yokla şuan nerde gelmesi lazım babayı ara yemeğe geç kalma ve 21.00 selmanın özgürlük saati istediğim gibi tembellik yapabilirim. evet benim en büyük lüksüm yemekten sonra istediğim gibi tembellik yapmak ama tabiki de buda herzaman olan şey değil... onun için lüks ya...ama işte bu koşturmalar arasında da hayat akıp gidiyor bakıyorum saçlarımda aklar yüzümde çizgiler... çocuklar küçükken ah bir konuşsalar ah bir yürüseler ah bir okula başlasalar derken artık korkmaya başladım çünkü herşey çok hızlı bir şekilde yaşanıyor...ama ben daha kendim için çocuk büyütmek dışında hiç bir şey yapamamışım. hayatın bu sıradanlıkla akıp gitmesine izin vermişim...istanbul' da doğmuş, istanbul'da büyümüş, istanbul'a bile yabancı bir insan olarak düşününce çok acı geldi ... bundan iki ay öncesine kadar evim işim çocukların okulları hepsi yürüme mesafesindeydi. ben bunlara benim şeytan üçgenim derdim ve kendimi bu şeytan üçgenine hapsetmiştim belki hepimizin kendini hapsettiği bir üçgen dörtgen vardır bu sadece benim sıradanlığım değildir ama aması var işte ... niye böylemi olmak zorunda bende bilmiyorum mesela bu akşam küçük kızım eşimle beraber yarım saat kadar akşam yürüyüşü yaptık bu bile farklı geldi aslında belki de hayat basitliklerde saklı ama o basit şeylere bile izin vermiyoruz. şimdi aklıma geldi normalde sabah 6.30 da kalkmam gerektiği için uyuyor olmam lazım ama ben oturmuş kendimle dertleşiyorum ama kendim için birşey yapıyorum e buda güzel ...evet yahu hayat basit şeylerde saklı ...cam açık hafif hafif bir rüzgar esiyor ve şimdide camdan gökyüzüne doğru kızlarım gizemim iremim sizi çok seviyorum diye içimden bağırmak geliyor... bağırsam mı....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder